Ergen çocuğumla nasıl iletişim kurabilirim?
Ergenler ve ebeveynler arasında ortak bir dili konuşabilmek çoğu ailenin dilediği ancak bir türlü gerçekleştiremediği bir olgudur. Ebeveynler ergen çocuklarından, ergenler de ebeveynlerinden şikayet ederler. Sonucunda da her iki tarafın da konuştuğu ancak kimsenin birbirini dinlemediği bir karmaşa oluşur.
Ergenle iletişimin doğasında neler vardır?
-Bir ergenle iletişim kurarken, onun gerçekliklerini dikkate almak son derece önemlidir. Ergenlik döneminde sergilenen bir çok davranışı “sorun” olarak değil, “doğal” olarak kabul etmekle işe başlamak gerekir. Çocuğun davranışları sorun olarak kodlandığında, daha kaygılı ve telaşlı tepkiler verme eğilimimiz artar; oysa doğal olarak kabul ettiğimizde daha sakin ve kontrollü tepkiler verebiliriz. Kaldı ki, bütün ilişki ve iletişimlerde “sakin’’ “kontrollü” ve “kararlı” olmak oldukça kritik becerilerdir. Sükunetini, kontrolünü ve kararlılığını kolay kaybeden insanların en doğal ilişkilerinde bile krizler çıkma olasılığı her zaman daha yüksektir.Ebeveyn, elbette çocuğuyla ilişkisinde belirli bir yere kadar otorite uygulayacak, kurallar koyacaktır. Ve bunu da yapmak gerekir. Ancak, ebeveyn bu kuralları koyarken şunu da hiç unutmamalıdır. Biz kuralları koyarız, onlar fırsatını buldukça bu kuralları delerler. Bu doğal bir dinamiktir. Hatta diyebiliriz ki, bir ergen ebeveynin koyduğu her kurala uyuyorsa, kişilik gelişimi açısından pek de sağlıklı olmayan bir durumla karşı karşıya olabiliriz. Bu nedenle, ebeveyn-ergen ilişkisinde, doğası gereği bu tür ip çekme oyunları az ya da çok vardır.
Ergenle arkadaş olmak ve aynı zamanda da otoriteyi elden kaybetmemek doğru olandır diyebilir miyiz?
-Anne-babaların bazıları, çocuklarıyla iletişimlerini arkadaşlık ilişkisi olarak görmeyi tercih etmektedir. Bu ilk bakışta çok hoş gelebilir. Ancak, doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü, ebeveyn-çocuk ilişkisinin kuralları ile arkadaş-arkadaş ilişkisinin kuralları farklıdır. Buradaki en kritik nokta ebeveynin bilinç altı algısıdır. Bu algının ana fikri, “Kaliteli ilişki sadece arkadaşlık ilişkilerinde olur” şeklinde ifade edilebilir. Bu da çocukla kurulacak iletişimin başlangıç noktası adına hatalı bir düşüncedir.
Ergenin Duygusal Gelişimle İlgili İhtiyaçları ve Kaygıları nelerdir?
– Ergen karamsarlık, huzursuzluk ve iç sıkıntısı gibi hoşa gitmeyen duygulardan bunalır. Kendisine güven verecek ve duygusal durumların yaşa bağlı, bu çağa has ve geçici olduğunu anlatacak bir anne-babaya ihtiyacı vardır. “Anlaşılmamak” ergenlerin en belirgin sorunlarındandır. Anne ve babanın onu eleştirmeden, küçümsemeden, yargılamadan dinlemesi ve kendisini anlatmasına fırsat tanıması onu rahatlatacaktır. Ergenin, yeni ses tonuna ve ifade tarzına uyum sağlamada ve değişen bedensel hareketlerini kontrol etmede de anne-babaya ihtiyacı vardır.
Ergenlik dönemindeki gençlerin ilk önceliği arkadaşlarıdır kanısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bireyin en büyük bilişsel, duygusal gelişme gösterdiği ve her şeyi eleştirip, oluşturup kendine özgü yeni bir dünya kurmaya çalıştığı ergenlik çağında,en önemli güven kaynağını arkadaşlık oluşturur. Bu nedenle olumlu/doğru davranışlara sahip arkadaşlar ergenin kişilik gelişiminde olumlu yol almasını sağlayacaktır.Hem kendi içinde hem de kişiler arasında yaşanacak çatışmaları önleyecektir. Ergen için bu dönemde arkadaşlarının önemi büyüktür. Arkadaşlar arasında gruplar oluşturulur ve bu grupların kendilerine özgü kuraları vardır. Ergen onu en iyi anlayan kişilerin artık arkadaşları olduğunu düşünmektedir.Dolayısıyla bu dönemde ailenin arkadaşlarına karışmasına veya onlarla vakit geçirmesine izin verilmemesine şiddetle tepki gösterirler. Kendisine konulan yasaklara sonuna kadar direnir ve sınırlarını zorlamaktan çekinmezler.Bu noktada anne ve babanın vereceği tepki önem kazanmaktadır. Ergenlik döneminde arkadaş edinemeyen, arkadaşlık ilişkisi kuramayan bir ergendeki bu boşluğu ailenin sevgisi ve yakınlığı dolduramaz.Genç, arkadaş grubunun içinde doğru ilişkiler geliştirmeyi, ilgilerini, yapmaktan hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri keşfetmeyi, karşı cins ile iletişim kurmayı ve kendisini anlamayı öğrenir. Ancak aile hiçbir zaman gencin yerine onun arkadaşlarını seçmemeli, arkadaşlarının yanında ergeni küçük düşürücü veya kıyaslayıcı hareketlerden kaçınmalıdır. Ergenler neredeyse tüm enerjilerini bir gruba ait olmak için harcarlar. Grubun dışında kalmamak adına grubun tüm kural ve sınırlılıklarına uyum sağlar ve grup dışında kalmamak için neredeyse “baskı” altında kalabilirler. Bu durum, aslında içinde bulundukları yaş grubuna ve gelişim özelliklerine uygun bir gelişmedir. Bazı anne-babalar ergenlik dönemindeki çocuklarının hep evde oturup ders çalışmasından övgüyle bahsetmektedirler.Aslında bu durum ergenlerin içinde bulunduğu ruhsal, bilişsel ve fiziksel gelişim özellikleri ile çok örtüşmemektedir ve dikkatle takip edilmesi gereken bir noktadır. Her grubun kendine ait bazı özellikleri vardır. Grubun özelliklerine uygun olan giyinme tarzları, genel davranış biçimleri, konuşma şekilleri, kullanılan ifadeler, dinlenilen müzikler, gidilen yerler,“takılınan” mekanlar, boş zaman aktiviteleri aynıdır ve bize grubun özellikleri hakkında bilgi verir.
Ailelere ergen için 6 öneri
1. ARKADAŞLARINI TANIMAYA ÇALIŞIN
Aile, çocuğunun arkadaş ortamını ve mümkünse arkadaşlarının ailelerini tanımaya
çalışmalıdır. Bunun için kendi evinde programlar organize etmelidir.
2. ONLARI TANIMADAN ELEŞTİRMEYİN
Çocuğunun arkadaşlarını tanımadan eleştirmek ve kurduğu arkadaşlıktan men etmek
yapılacak en büyük yanlışlardandır.
3. PSİKOLOJİSİNE SAYGI GÖSTERİN
Aile yukarıda anlattıklarımız bağlamında bu arkadaşlığın çocuğu için ne anlam ifade ettiğini
ve çocuğunun içinde bulunduğu psikolojiyi anlamaya çalışmalıdır. Bu şekilde çocuğuna doğru
ve dostane yaklaşan aile çocuğuna daha samimi gelecektir.
4. ONA KARŞI OBJEKTİF OLMAYA ÇALIŞIN
Çocuğunun arkadaşları gerçekten kötü ise ve bu arkadaşlık zarar verir nitelikteyse, aile
öncelikle bu arkadaşları tanımalı ve gerçekten tanıdığına çocuğunu inandırabilmelidir. Bu
konuda bu arkadaşlarının önce iyi taraflarını görmeli ve çocuğuna bunları aktarmalı,
gözlemlediği yanlışları ve kaygılandığı hususları çocuğuyla paylaşmalıdır. Bu şekilde çocuk
ebeveynin objektif olduğunu düşünür.
5. SADECE NASİHAT ETMEK YETMEZ
Nasihatler bu dönemde pek fazla işe yaramaz. Bu sebeple bu konu ile ilgili çocuğa
aktarılması gerekenler varsa paylaşımcı bir ortam içinde ergenin de fikirleri alınarak ergene
sunulmalıdır.
6. OLUMLU HAREKETLERİNİ DESTEKLEYİN
Ergenin olumlu arkadaş ilişkileri desteklenmelidir. Ebeveyn, onunla ortak paydalar
bulabilmeli, sadece “yasakçı” konumunda olmamalıdır.
Sağlıklı Günler Dilerim.
Uzm. Dr. Burhan Burhanoğlu
Psikiyatrist & Psikoterapist
Sadi Pekin Caddesi No:12/1 Fethiye
(0252) 614 97 00
www.fethiyepsikiyatri.com