Yaz döneminin kendini hissettirmesi ile birlikte zor ve yorucu bir yılın ardından öğrenciler karnelerini aldılar…Peki karne nasıl bir strese sebebiyet verir, nasıl baş etmeliyiz ve anne babalara ne gibi sorumluluklar düşmektedir?
Çocukları ellerinde karneyle eve geldiği zaman merakla karneyi gözden geçiren anne-babalar o anda farklı duygular yaşarlar. Yaşadıkları bu duygular doğrultusunda çocuklarına farklı tepkiler ve geribildirimler verirler. Çocuklar da ailelerinden aldıkları bu tepkiler doğrultusunda özgüvenlerini ve kendilik algılarını şekillendirirler.Karne, çocukların sadece akademik başarılarını veya başarısızlıklarını gösteren bir belge değildir. Aynı zamanda, çocukların başarılı ve zayıf oldukları yönleri, çabalarını, davranışlarını, kendilik algılarını yansıtır ve ailelerin çocuklarının bu yönleri hakkında da bilgi sahibi olmalarına yardımcı olur. Kötü karne ile karşılaşan anne baba çoğunlukla “Neden zayıf getirdin?” şeklinde sorular sormaktadır. Kötü karne sonucunda çocuk ve genç birçok olumsuz durumla karşılaşmaktadır. Sevgi yetersizliği, olumsuz koşullar, yanlış tutumlar ve ilgisizlik. Böylece bilgi edinmede zorluk çeken çocuğun, öz saygı geliştirmesi ve kendine güveni de tehlikeye girmektedir.Eğer anne baba eğitim yılı içinde okul ve öğretmen ile yeterince işbirliği yapmışsa, çocuğun sınıf içindeki düzeyini ve nasıl bir karne alacağını tahmin edebilecektir. Bu nedenle başarısızlık durumunda “sonuçtan çok bu sonuca nasıl gelindiğinin” değerlendirilmesi önemlidir. Öncelikle, çocuğun yeteneklerine uygun, ulaşılabilir beklentiler geliştirebilmek için her çocuğun bireysel kapasitesi göz önüne alınmalıdır.
Anne‐baba ne hisseder?
Her anne-baba çocuğun başarılı olmasını ister, sınıf birincisi olmasa da çocuğunun ona verilen emeklerin karşılığında belli bir seviyede iyi notlar almasını bekler. Ancak çeşitli nedenlerle bu her zaman mümkün olmayabilir. Karnedeki düşük notlar anne babaların üzüntü, hayal kırıklığı, zaman zaman kızgınlık, hatta suçluluk duymalarına neden olabilir. Sanki o notlar sadece çocuklarının değil kendilerine verilen notlardır. Bu durumda duygusal tepki vermeleri çok doğaldır. Genel olarak bu durumda karne sonrasında cezalar verilir (planlanan bir tatile çıkılmaması, ya da söz verilen bir şeyin alınmaması gibi). Ancak en çok sorun ve sıkıntı yaratacak anne-baba tutumları, fiziksel ceza (dayak gibi) ya da psikolojik zarar verecek (aşağılama “Sen ne kadar aptal bir çocuksun” ya da kıyaslama “Bak kuzeninin karnesine, hepsi pekiyi” gibi) tepkiler verilmesidir. Anne-baba karneyi ilk ellerine aldıklarında kötü bir sürprizle karşılaşmış gibi hissederler, bu nedenle ilk tepki genelde çok kontrol edilemeyen duygusal (kızmak, bağırmak gibi) bir tepkidir. Sonra biraz daha sakinleşip durumu değerlendirmeye başlarlar. (Neden böyle oldu? Neyi eksik yaptılar, bu durumu nasıl düzeltebilirler) Başarısız bir karne karşısında ilk olarak kızgınlık hissetmek doğal gibi görünse de bu yaşanılan sorunun çözümüne yardımcı olmayacaktır. Ama tabi ki de hiç bir şey olmamış gibi davranmakta uygun değildir.
Çocuk ne hisseder?
Başarısız bir karne getiren çocuk belli etse de etmese de bu durumdan çok rahatsızdır, hem anne-babanın tepkileri, hem de başarısız olmanın getirdiği suçluluk, üzüntü, hayal kırıklığı, pişmanlık gibi duyguları yaşar. Eğer anne-babanın göstereceği olumsuz tepkilerden çekiniyorsa yalan söyleme gibi geçici olarak yaşanılacak olumsuzluğu ertelemeye yarayacak davranışlara başvurabilir. Eğer karne başarısı ile ilgili çok fazla beklenti ve baskı hissediyorsa istenen karneyi getiremediğinde çok daha ciddi sorunlar yaşanabilir. (uyum ve davranış problemleri, evden kaçmak, kendine zarar verecek davranışlarda bulunmak; hatta intihar gibi).Karne ve okul başarısı anne-baba için ne kadar önemliyse çocuk içinde o kadar önemlidir. Sadece çocuklar bunu farklı şekillerde gösterirler (umursamıyor, önemsemiyor gibi görünebilirler). Aslında bu tepki anne-babayı daha da çok üzer, ya da kızdırır. Ancak bilinmesi gereken her çocuğun karneyi önemsediğidir. Ama her çocuk kaygıyı dışarıdan görülebilecek şekilde belli etmeyebilir.
Okul başarısızlığına sebep olan etkenler nelerdir?
Okul başarısızlığı, öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarısı arasında görülen farklılık olarak tanımlanabilir. Okul başarısı bir çok etkene bağlı olarak değişmektedir. Bunlar arasında çocuğun zihinsel kapasitesi, öğrenme becerisi, okul ve öğretmenlerin bilgi ve tutumları, anne babanın beklenti ve tutumları sayılabilir. Karne döneminde aile ve çocuğun yaşadığı üzüntüleri bitirip, böyle bir sonucu yeniden yaşamamak için birlikte nedenleri gözden geçirmeleri ve çözümler üretmeleri gerekmektedir. Anne babasının sevgisini bilen ve onlar tarafından benimsenen çocuk ve ergenler bu üzüntüyü kısa sürede atlatarak işbirliği yapmakta, başarılı olmaktadırlar. Burada anne babanın yapabileceği çocuğun dışındaki nedenleri ele almak ve çocuğun dikkatini sorumluluklarına çekmektir.
Aileler çocuklarını bu konuda nasıl yönlendirebilir?
Tutarlı, anlayışlı ve sevgi dolu bir aile ortamında yetişen çocuk, kendinden hoşnut olmayı, kendi kendine yetmeyi ve kendine saygı duymayı öğrenmektedir. Böylece özgüveni gelişmekte ve öğrenmekten zevk almaktadır.Herkesin sorumlulukları olan bir aile ortamında yetişen çocuk sorumluluk almayı öğrenir. Çocuklarımız okul ve derslerin kendi sorumlulukları olduğunu fakat bu sorumluluğu yerine getirme konusunda yardıma ihtiyaçları olursa, bu yardımı almak için her zaman anne-babalarına başvurabileceklerini bilmelidirler. Anne-baba çocuğun zorlanması halinde, kaygılarını paylaşmak ve çocuğun çeşitli çözüm yolları üreterek kendine uygun olanı seçip uygulamasına destek vermek için yanında olmalıdır.Teşvik edici tutumlarla şekillenen bir aile ortamında yetişen çocuğun ise, motivasyonu artmakta ve araştırmaya, yeni şeyler öğrenmeye yönelmektedir. Çocuklarımızı insiyatif olma konusunda teşvik etmeliyiz. Hata yaptıkları durumlarda ise, herkesin hata yapabileceğini, bu hatayı yapmalarına sebep olan etkenleri ve bir dahaki sefer neleri farklı yapabileceklerini konuşmak ve yeni denemeler yapmaları konusunda onlara destek olmak çok önemlidir. Bu tutumu benimseyen ailelerin çocukları kendilerini büyük bir kabul edilmişlik içinde hissetmektedirler.Çocuklardan her şeyin en iyisini ve en mükemmelini istemek yerine onların çabalarını destekleyin. Birbirinden farklı ilgi ve yetenekleri olan çocuklarımızın istediğimiz her alanda başarılı olmalarını beklemek onlara taşıyabileceklerinden fazla bir sorumluluk yüklemektedir. Ailenin çocukla ilgili birtakım gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesi ve bunu çocuğa yansıtması çocukta çok büyük kaygı yaratır. Önemli olan çocuğun başarılarının saygı ile karşılanması, buna karşılık hazır ve yeterli olmadığı konularda başarılı olması konusunda baskı yapılmamasıdır.Çocuklarımıza koşulsuz sevgi vermeliyiz. Çocuğun başarılı oldukça sevileceğini düşünmesi çocuğun ailesiyle ilişkilerine zarar vermekte ve gelecek yaşantısında karşılaşacağı ilişkileri yönlendirme konusunda yanlış tutum ve anlayışlar benimsemesine neden olacaktır.Tüm çocuklar ailelerinin ilgi ve şefkatine ihtiyaç duyarlar. Kendilerine bağırmanızı ve azarlamanızı, onları görmezden gelmenize tercih ederler. Böylece iyi davrandığında ilgi görmeyen çocuk, negatif davranışlarla ilgi çekmeye yönelmektedir.Bunu göz önünde bulundurarak, çocuklarımızın günlük hayatta yaptığı ufacık gelişmeleri bile dikkate almanın ve taktir etmenin önemini anlamalıyız.
Kötü karne ile karşılaşan anne-babalar nasıl davranmalı?
Çocuğunuzun karnesini elinize aldığınızda durun ve karnenin size çocuğunuz hakkında ifade ettiklerini düşünün. Çocuğunuza notları hakkında neler hissettiğini sorun ve neler yaşadığını değerlendirmesine yardımcı olun. Değiştirmek istediği bir şey olup olmadığını sorun. Ona her koşulda, yardımcı olmak için yanında olacağınızı hissettirin.Çocuğunuzun karnesini diğer çocukların karnesiyle kıyaslamayın.Çocuğunuza kötü karnenin bir başarısızlık olduğu ve bu başarısızlığın sizi hayal kırıklığına uğrattığı mesajını kesinlikle vermeyin.Çocuğunuza başarı endişesi yaşatmayın.Yazın sık sık ders yapması gerektiğini vurgulamayın. Çocuğunuzu resim, müzik, spor gibi diğer sosyal faaliyetlere katılması konusunda teşvik edin.
Sağlıklı günler dilerim
www.fethiyepsikiyatri.com