Alışveriş Bağımlılığı Nedir

Alışveriş Bağımlılığı Nedir?

Alışveriş bağımlılığı, tıpta kompulsif satın alma bozukluğu (compulsive buying disorder) olarak adlandırılır ve dürtü kontrol bozuklukları arasında yer alır. Bu durum, bireyin alışveriş yapma isteğini denetleyememesi, gereksiz ürünler satın alması ve maddi, duygusal veya sosyal sorunlar yaşasa bile bu davranışı sürdürmesiyle tanımlanır. Günümüzde “alışveriş” yalnızca temel ihtiyaçları karşılama davranışı olmaktan çıkmış, dijital çağda duygusal bir kaçış, kimlik ifadesi ve geçici bir rahatlama aracına dönüşmüştür.

Psikiyatri literatüründe alışveriş bağımlılığı, davranışsal bağımlılıklar sınıfına girer. Yani kişi herhangi bir madde kullanmasa bile beynin ödül sisteminde dopamin salınımı yoluyla tıpkı madde bağımlılıklarındaki gibi bir haz tepkisi oluşur. Satın alma eylemi sırasında dopamin artışı bireye kısa süreli keyif ve kontrol hissi verir. Ancak bu etki hızla geçer ve yerini pişmanlık, suçluluk veya boşluk duygularına bırakır. Bu duygularla başa çıkmak için kişi yeniden alışveriş yapar. Böylece düşünce – dürtü – eylem – rahatlama – pişmanlık döngüsü başlar.

Psikiyatrik Temeller ve Eşlik Eden Durumlar

Alışveriş bağımlılığı genellikle duygusal düzenleme zorluklarıyla ilişkilidir. Birey, olumsuz duygularla baş edemediğinde alışverişi bir kaçış stratejisi olarak kullanır. Alışveriş sonrası kısa süreli rahatlama, bu davranışı pekiştirir.

Sıklıkla şu rahatsızlıklarla birlikte görülür:

Depresyon: Alışveriş, düşük duygudurum dönemlerinde geçici bir “kendini ödüllendirme” davranışı haline gelir.

Anksiyete bozuklukları: Gerginlik veya stres anlarında rahatlama aracı olarak alışveriş yapılır.

Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB): Tekrarlayıcı satın alma davranışları ve kontrol kaybı benzerlik gösterir.

Bipolar bozukluk: Özellikle hipomani dönemlerinde ölçüsüz harcamalar sık görülür.

Nörobiyolojik olarak, alışveriş bağımlılığı prefrontal korteks (dürtü kontrolü) ve ventral striatum (ödül sistemi) arasındaki dengesizlikle ilişkilidir. Beyin, alışveriş eylemini bir “ödül” olarak kodlar ve bunu tekrar etme eğilimi artar.

Teknolojinin Etkisi

Son on yılda dijital dönüşüm alışveriş bağımlılığını görünmez ama daha güçlü hale getirmiştir.

Online alışveriş platformları, mobil uygulamalar ve sosyal medya bağımlılığı kolaylaştıran birçok psikolojik mekanizmayı harekete geçirir:

24 saat erişim: Kişi gece geç saatlerde bile birkaç tıklamayla alışveriş yapabilir.

Kişiselleştirilmiş öneriler: Yapay zekâ algoritmaları kullanıcının geçmiş alışverişlerini analiz ederek “tam size göre” ürünler sunar. Bu, dürtüsel kararları tetikler.

Anlık indirimler ve bildirimler: “Sadece bugün”, “son 3 ürün” gibi ifadeler kıtlık etkisi (scarcity effect) yaratır ve kontrolü zayıflatır.

Sosyal medya vitrinleri: Instagram, TikTok ve YouTube gibi platformlarda “influencer” kültürü, “alışveriş haulleri” (shopping haul) ve “ürün tavsiyesi” videoları, tüketimi normalleştirir ve onaylanmış bir davranış gibi sunar.

Sanal kimlik yaratımı: Özellikle genç yetişkinlerde, sahip olunan ürünler sosyal statü göstergesi haline gelir. Böylece alışveriş, kimlik oluşturmanın bir parçasına dönüşür.

Bu faktörler birlikte değerlendirildiğinde, modern alışveriş bağımlılığı artık fiziksel mağazalardan çok dijital ortamda yaşanmakta, alışveriş davranışı “her an erişilebilir” hale gelmektedir.

Türkiye ve Dünya’da Görülme Sıklığı

Dünya genelinde yapılan araştırmalar, alışveriş bağımlılığının toplumun yaklaşık %5–8’inde görüldüğünü bildirmektedir. Türkiye’de yapılan çalışmalarda oran %7 civarındadır. Kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, son yıllarda erkeklerde ve özellikle çevrim içi alışverişe yönelen gençlerde oran artmıştır. Pandemi döneminde evde geçirilen sürenin artması ve çevrim içi alışverişin yaygınlaşması, yeni bağımlılık vakalarında belirgin bir yükseliş yaratmıştır.

Tedavi Yaklaşımları

Tedavinin temelini bilişsel davranışçı terapi (BDT) oluşturur. Bu yaklaşım, alışveriş davranışını tetikleyen düşünce ve duyguları fark etmeyi, dürtü kontrolünü güçlendirmeyi ve hatalı inançları dönüştürmeyi hedefler.

Bilişsel yeniden yapılandırma: “Alırsam mutlu olurum” veya “indirim kaçarsa fırsat biter” gibi işlevsiz düşüncelerin sorgulanması,

Dürtü geciktirme teknikleri: Alışveriş isteği geldiğinde 24 saat bekleme, listeyle alışveriş yapma, kredi kartı erişimini sınırlama,

Kayıt tutma: Harcamaları günlük olarak izlemek, farkındalığı artırır.

Metakognitif terapi (MKT), kişinin alışverişle ilgili düşüncelerine ve bu düşünceleri kontrol etme çabalarına odaklanır. Düşünceleri bastırmadan gözlemlemeyi öğretir; böylece “alışveriş yapmalıyım” düşüncesi geldiğinde kişi otomatik eyleme geçmek yerine, düşünceyi fark edip geçmesine izin verir.

İlaç tedavisi, eşlik eden depresyon veya anksiyete belirtileri varsa sürece eklenebilir. SSRI grubu antidepresanlar dürtü kontrolünü düzenlemede yararlı olabilir. Ayrıca grup terapileri, aile danışmanlığı ve finansal farkındalık eğitimi tedavi sürecini destekler.

Son yıllarda geliştirilen dijital farkındalık programları (örneğin, harcama limit uyarı sistemleri, uygulama bazlı alışveriş izleme araçları) da terapiye yardımcı araçlar olarak kullanılmaktadır.

Önleme ve Farkındalık

Alışveriş bağımlılığından korunmada dijital farkındalık büyük önem taşır.

Sosyal medya bildirimleri kapatılmalı, çevrim içi alışveriş uygulamaları sınırlı kullanılmalıdır.

“Duygusal alışveriş” fark edildiğinde, o anki ruh hali not edilmelidir.

İhtiyaç listesiyle alışveriş yapılmalı, bütçe planı görünür tutulmalıdır.

Gereksiz alışverişi tetikleyen stres, yalnızlık veya sıkıntı gibi duygularla baş etmek için alternatif yollar (yürüyüş, egzersiz, nefes egzersizleri, mindfulness uygulamaları) geliştirilmelidir.

Sonuç olarak Alışveriş bağımlılığı, modern dünyanın hız, erişim ve tüketim kültürüyle beslenen bir psikiyatrik sorundur. Bu davranış “irade zayıflığı” değil, duygusal düzenleme ve dürtü kontrol bozukluğudur. Teknolojinin sunduğu sınırsız erişim, kişiselleştirilmiş reklamlar ve sosyal onay kültürü bu bağımlılığı derinleştirmektedir. Ancak uygun psikoterapi, ilaç desteği, dijital farkındalık ve finansal eğitimle kontrol altına alınabilir.

Psikiyatrist gözetiminde yürütülen tedavi, yalnızca alışveriş davranışını azaltmakla kalmaz; bireyin duygularını tanıma, kontrol etme ve yönlendirme becerilerini de güçlendirir. Gerçek iyileşme, alışverişin yerini içsel tatminin aldığı noktada başlar.

Sağlıklı Günler Dilerim

Uzman Dr. Burhan Burhanoğlu

Psikiyatrist & Psikoterapist

Fethiye / Muğla

Z Ajans © 2025. Tüm Hakları Saklıdır.