Mindfulness Nedir? Psikiyatrik Rahatsızlıklarla İlişkisi
Mindfulness, Türkçeye “bilinçli farkındalık” olarak çevrilen, kişinin dikkatini yargısız bir biçimde içinde bulunduğu ana yöneltmesini amaçlayan bir farkındalık becerisidir. Bu yaklaşım, köken olarak Budist meditasyon geleneğinden gelse de günümüzde tamamen bilimsel ve terapötik bir çerçeveye oturmuştur. Kavramı psikiyatri ve psikoloji literatürüne kazandıran isim, 1979’da Massachusetts Üniversitesi’nde Mindfulness Temelli Stres Azaltma Programı (Mindfulness-Based Stress Reduction – MBSR) modelini geliştiren Prof. Jon Kabat-Zinn’dir.
Mindfulness, zihnin geçmiş (pişmanlık, suçluluk) ve gelecek (kaygı, beklenti) arasında salınarak sürdürdüğü “otomatik pilot” halinden çıkarak, anda kalmayı ve deneyimi olduğu haliyle gözlemlemeyi öğretir. Temel ilkeleri üç başlıkta özetlenebilir:
1.Dikkati şu ana yönlendirmek,
2.Deneyimi değiştirmeye çalışmadan kabul etmek,
3.Düşünceleri, duyguları ve bedensel duyumları yargılamadan gözlemlemek.
Bu basit görünen beceriler, beynin dikkat, duygu düzenleme ve stres yanıt sistemlerini dönüştürür. Nörogörüntüleme araştırmaları mindfulness uygulamalarının prefrontal korteks, anterior singulat korteks ve amigdala bölgelerinde işlevsel değişiklikler oluşturduğunu göstermektedir. Özellikle amigdala aktivitesindeki azalma, duygusal tepkilerin daha dengeli hale gelmesini açıklar.
Mindfulness ve Psikiyatrik Rahatsızlıklar
Depresyon:
Depresyonda birey, geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünür; bu “ruminasyon döngüsü” depresif duygudurumun sürmesine neden olur. Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi (Mindfulness-Based Cognitive Therapy – MBCT), klasik bilişsel davranışçı terapinin (BDT) tekniklerini mindfulness egzersizleriyle birleştirir. MBCT, özellikle tekrarlayan depresyon olgularında nüks oranlarını %40–50 oranında azalttığı gösterilmiş bir yöntemdir. İngiltere Ulusal Sağlık Enstitüsü (NICE) kılavuzları MBCT’yi tekrarlayan depresyon için önerilen tedaviler arasında listelemiştir.
Anksiyete Bozuklukları:
Anksiyete bozukluklarında kişi geleceğe dair tehditlere ve olumsuz olasılıklara aşırı odaklanır. Mindfulness egzersizleri (nefes farkındalığı, beden taraması, düşünceyi gözlemleme) dikkati şimdiye yönlendirerek fizyolojik kaygı tepkilerini azaltır. Meta-analizler mindfulness temelli programların yaygın anksiyete bozukluğu ve panik bozuklukta semptomları anlamlı düzeyde hafiflettiğini göstermektedir. Düzenli pratikle birlikte kalp atım hızında ve kortizol seviyelerinde azalma gözlenmiştir.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB):
OKB’de birey, rahatsız edici düşünceleri bastırmaya veya nötralize etmeye çalıştıkça, bu düşünceler daha sık ve yoğun hale gelir. Mindfulness yaklaşımı, bu düşünceleri bastırmadan, yalnızca fark ederek geçmesine izin vermeyi öğretir. Böylece kişi, düşüncelerini “benim gerçeğim” olarak değil, “zihnimden geçen geçici olaylar” olarak algılamayı öğrenir. Bu farkındalık, kompulsif davranış döngüsünü zayıflatır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB):
TSSB’de birey, geçmiş travmatik anıların zihne istemsizce gelmesiyle yoğun stres yaşar. Mindfulness uygulamaları, travma sonrası bedensel farkındalığı yeniden kurarak “şu anda güvendeyim” hissini pekiştirir. Araştırmalar, mindfulness temelli yaklaşımların travma sonrası uyarılma düzeyini azalttığını, uyku kalitesini ve genel işlevselliği artırdığını göstermektedir.
Bağımlılıklar:
Hem madde bağımlılıkları hem de davranışsal bağımlılıklar (örneğin kumar, internet, oyun) dürtüsel kararlar ve otomatik tepkilerle sürer. Mindfulness Temelli Relaps Önleme (Mindfulness-Based Relapse Prevention – MBRP) programları, kişiye dürtülerini fark etmeyi, “istek dalgası”nı bastırmadan gözlemlemeyi öğretir. Bu, bağımlılık döngüsündeki “tetiklenme → dürtü → eylem” zincirini kırar. Klinik çalışmalarda MBRP uygulamalarının nüks oranlarını azalttığı, özdenetim becerilerini artırdığı gösterilmiştir.
Somatizasyon ve Psikosomatik Bozukluklar:
Mindfulness egzersizleri, bedensel farkındalıkla duygusal farkındalık arasında köprü kurar. Kronik ağrı, irritabl bağırsak sendromu, fibromiyalji gibi psikosomatik rahatsızlıklarda mindfulness temelli yaklaşımlar, ağrı toleransını ve stresle baş etme kapasitesini güçlendirir.
Klinik Kullanım, Uygulama Biçimleri ve Kanıt Düzeyi
Mindfulness uygulamaları genellikle altı ile sekiz haftalık grup formatında yürütülür. MBSR (Mindfulness Temelli Stres Azaltma) ve MBCT (Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi) programları en yaygın protokollerdir. Bunun yanı sıra bireysel terapi seanslarına entegre mindfulness müdahaleleri, online uygulamalar ve kısa süreli farkındalık eğitimleri de yaygınlaşmaktadır.
Güncel sistematik derlemeler mindfulness temelli terapilerin;
Depresyon ve anksiyete semptomlarını orta-yüksek düzeyde azalttığını,
Travma sonrası stres belirtilerinde klinik olarak anlamlı iyileşmeler sağladığını,
Beynin dikkat ve duygu düzenleme ağlarında işlevsel bağlantıyı artırdığını,
Uzun vadede stres hormonlarını düşürdüğünü göstermektedir.
2023 tarihli bir JAMA Psychiatry derlemesinde, mindfulness uygulamalarının kaygı bozukluklarında SSRI düzeyinde etkililik gösterebildiği rapor edilmiştir. Bu bulgu, mindfulness’ın yalnızca tamamlayıcı değil, bazı durumlarda birincil tedavi alternatifi olabileceğini göstermektedir.
Psikiyatride Mindfulness’ın Rolü
Mindfulness, modern psikiyatride semptomları bastırmayı değil, kişinin zihinsel süreçleriyle ilişki biçimini dönüştürmeyi hedefler. Bu yönüyle metakognitif terapilere yakındır. Düşünceleri “tehlikeli” olarak değil, gözlemlenebilir olaylar olarak fark etmek, bireyin psikolojik esnekliğini artırır.
Klinik uygulamada mindfulness:
İlaç tedavisine ek destek olarak kullanılabilir,
Relaps önleyici psikoeğitim programlarına entegre edilebilir,
Dikkat eksikliği, duygusal dalgalanma veya stres kaynaklı belirtilerde yardımcı beceri olarak öğretilebilir.
Psikiyatrist gözetiminde yürütülen mindfulness programları, özellikle yüksek kaygı düzeyi veya travma öyküsü olan hastalarda güvenli sınırlar içinde uygulanmalıdır. Çünkü bazı bireylerde erken aşamalarda yoğun duygusal materyaller açığa çıkabilir; bu durumda terapötik çerçeve önem taşır.
Sonuç olarak Mindfulness, düşünceleri değiştirmeye değil, onlarla yeni bir ilişki kurmaya odaklanır. Düzenli uygulandığında bireyin stresle baş etme becerisini artırır, dikkat ve duygusal dengeyi güçlendirir, depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletir. Nörobiyolojik olarak beyin plastisitesini destekleyen, klinik olarak kanıtlanmış, düşük riskli ve yüksek faydalı bir psikiyatrik müdahaledir.
Günümüzde mindfulness, psikiyatri pratiğinde hem koruyucu ruh sağlığı aracı hem de tedaviye entegre edilen bilimsel bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
Sağlıklı Günler Dilerim
Uzm. Dr. Burhan Burhanoğlu
Psikiyatrist & Psikoterapist
Fethiye / Muğla